1904 yılının 26 Mayısında bir ilkbahar günü doğan Necip Fazıl İstanbul Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü öğrencisi iken Milli Eğitim Bakanlığının verdiği burs ile Paris’e gider. Burada düzenli hayatını sürdüremeyen Kısakürek, derslerinde istenilen başarıyı yakalayamaz ve bursu kesilerek ülkeye geri gönderilir. Farklı il ve kurumlarda müfettişlik, şeflik, öğretim görevliliği ve öğretmenlik gibi pek çok farklı pozisyonlarda çalışmalar sürdürmüş bunun ardından kitaplar ve dergiler ile hayatına devam etmiştir.
Ona göre şiir en varılmaz noktayı aramaktır. Ve amaç bulunanın arkasındakini aramaktır.
1)Kader, beyaz kağıda sütle yazılmış yazı, Elindeyse, beyazdan gel de sıyır beyazı…
2)Nefes alırken bile inkisar ve pişmanlık; Kimse edemez bana, benim kadar düşmanlık.
3)Gözüm aklım fikrim var deme, hepsini öldür. Sana göl gibi gelen o çöl diyorsa çöldür.
4)Geçti istemem gelmeni, yokluğunda buldum seni.
5)Dağı tanıyan, nasıl tanımaz uçurumu? Madem ki yükseliş var, iniş olmaz olur mu?
6)Ölüm zorların zoru, yaşamak ondan da zor!
7)Her ağızda her telde fanilik dırıltısı, Sonunda tek bir şarkı, tabutun gıcırtısı.
0 Comments